- akmak
- течь, выливаться, вытекать, протекать
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
akmak — akmak, I, 15. 96, 168, 343, 377; I I, 19, 45, 128, 228; III, 3, 39, 127, 159, 325. 398 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
akmak — den, ar 1) Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. S. F. Abasıyanık 2) Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek Üstünden sular akıyor. 3) Sıvı bir madde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sel gibi akmak — 1) sıvılar için bol ve gür akmak Durmaz akar gözüm yaşı sel gibi. Âşık Veysel 2) zaman çabuk ve hızla geçmek 3) insanlar kalabalık bir yığın hâlinde gitmek, yürümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan dere gibi akmak — vücudun bir yerinden çok kan akmak veya bir savaşta çok kişi yaralanarak ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kibarlık akmak — tkz. (üstünden veya paçalarından) aşırı derecede kibar davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
oluk gibi akmak — çok bol ve arası kesilmeden gelmek Para oluk gibi akıyordu Nahit e. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıldız akmak (veya kaymak veya uçmak) — yıldız gökyüzünde hızla yer değiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
paçalarından akmak — pislik ve kir çok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pislik parmağından (veya paçalarından) akmak — çok kirli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan akmak — 1) savaş, çatışma, dövüş olmak 2) ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstünden başından akmak — durumu çok anlaşılan Üstünden başından itina akan bir yolcudan yol sorulabilir mi? S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük